Edebiyat günlük yaşantımıza yön veren en geçerli olguların başında gelir.

Güzel dilimiz Türkçe ortaöğretim müfredatında okuduğumuz " Dilbilgisi" dersine gerekli intibakımızın olmadığını ne acı ki görmeye devam ediyoruz.

Üzülerek söylemek gerekirse eğitim düzeyi yükselerek diplomalarımız arttıkça yazım hatalarıda aynı şekilde devam ediyor.

Konunun alfabesi olan özel isimlerin büyük yazılması kuralını bile bir türlü işletemiyoruz.

" Herkes yerine herkez-yalnız yerine yanlız " gibi ve pek çok örneklendireceğimiz kelimelerin yazım hatalarında hep sınıfta kalmaya devam ediyoruz.

Noktalama,paragraf alışkanlığımız derseniz oda maalesef zayıf durumda..

Kuralları hiçe sayan konuşma ve yazım dilinde " Sokak edebiyatı" yerine göre ağır basıyor hoşa gider bir hale geliyor maalesef..

Neden takılıyoruz aşamıyoruz?

-Yeterince araştırmaya,

-Okumaya,

-Yazmaya 

Vakit ayırmıyoruz.

Edebiyat ekmek gibi,su gibi hayatımızın her anında ve noktasında yerini alır.

İkili diyaloglarda bile karşınızda zarif bir kişi olduğunda konuşmanın hazzı ve ifade tarzı ne güzel anlam kazanır ve zevk alırız.

Seviye bir anda düşünce ve amaç olarak " Kaliteyi " arttırır..

Sokak edebiyatı,kamyon yazıları,duvar yazıları her ne kadar hoşa gitsede " Katkısı " saman alevi gibi geçicidir.

Gelişmeye matuf bir katkı sağlamaz.

Günümüzde internet gibi " Velinimet ve imkân " var.

Her alanda kendimizi geliştirme fırsatı sağlıyor.

Yeterki araştıralım bir toplumda konu açıldığında " Müdahil " olma şansımız olur.

Kabul görülen bir kişi olmamızda kendimize olan güvenimizi arttırır.

İşe muntazaman günlük gazete okumakla başlanırsa yavaş,yavaş yol almaya başlarız.

Atasözümüzde belirtildiği üzere " Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır " sa hatasız anlamlı bir yazım şeklide dilimize anlam katar.Kelimeleri yanlış yazıp katletmemizin önüne geçer.

Sizleri " Uzak diyarlar " şiirimle baş başa bırakıyorum..

Bir sonraki konumuzda buluşmak üzere esen kalın.

UZAK DİYARLAR..
Doğmadan yazılan kader hükmeder,
Kimbilir kaç mezarda yatar gurbette sevdikleriniz,
Hepside bir dilim ekmek uğruna hayatın yolcusu,
Belkide bastığı merdiven basamağı oldu sonuncusu,
Gariplik çöken sis gibidir satın alınmaz,
Kıyamete kadar süründürür,murat alınmaz..
Gurbet derler,acı dolu geçer tüm yıllar..
Söylensede " Ölüme çare bulunmaz"..
Bunu yaşayıpta her gün ölenler bilir,
Hep hor görüldüğünden kalbi incinir,
Yaşasada hergün kabre koyarlar..
Ölümden beter değilmiki uzak diyarlar..
Hüseyin Ülkü korkmaz

Hüseyin Ülkü Korkmaz
Kayıt Tarihi : 4.2.2024 12:33:00