Günlük yaşam, teknolojinin de son sürat gelişmesi ile doğal halinden çıkıp, bir takım mecburiyetleri de beraberinde getirdi.

Bundan yarım asır önceki imkânlarla günlük hayat en doğal şekliyle giderken;

Sabahleyin evin hanımı kalkıp hamuru mayalayıp, odun parçalarını yerleştirdiği ocağı yakıp, sabah çorbasına dair gayretle başlayan, kahvaltıda yenmek için bahçeden toplanan nane, maydanoz, yeşil soğan, biber, domates hepsi de doğal ve ata tohumu ile yetişmiş, yeni sağılmış taze süt ve kümesten alınan tazecik yumurtalar derken güne sağlık dolu başlamak mümkündü..

Gelelim günümüze sabahın kör saatlerinde özellikle kış şartlarında bir vasıta bulabilmek için çırpınıp işe gidebilmek, sabah kahvaltısına bile vakit ayıramamak, telaş ve karmaşanın yol açtığı bir adımla güne başlamak..

İş hayatına yansıyan değişiklikler facıt hesap makinasından, bilgisayara doğru gelişen adımlar, bankamatikten para çekme/yatırma ile başlayan, hastane randevusu almaya kadar giden süreçte hep bilişim, bilgi işleme dair konuları hatmetmeden yaşama şansı sıfır noktada..

Peki hayat hep yeme içme veya çalışmaktan mı ibaret?

Tabi ki hayır..

Nişan, düğün, ölüm, hayırlı olsun- hasta ziyaretlerine icabet ederken de kişiliğimizi yansıtacak şekilde kıyafetlerin olması, hediye seçmek ayrı bir meziyet hali..

Toplumda kabul görmek, popüler olmak, mutlaka imkânların genişliğine, kişinin eğitim düzeyine, iş deneyimine, tecrübesine bağlı elde edilmiş olan tecrübelerle mümkündür.

İlk karşılaştığımız kişinin üzerimizde bıraktığı intiba öncelikle kılık, kıyafet ön plânda olmak üzere, konulara vakıf yeteneği, bilgi ve becerisi ile diksiyonu, tavrı üzerimizde büyük etki yapar.

Buradan hareketle sosyal insan tanımına girmek, sergi, panayır, konferans v.s. de iyi bir izlenim bırakarak, üretici fikirleri ile karşısındakine bir ayna vazifesi görmek günümüzün kabul gören en önemli özelliği arasında yer almaktadır.

Kişi gençlikten itibaren edebiyat, sanat, musikî, mesleğinde aşama, toplumda her türden ve yaştan insan ile anlaşma sağlayabilmesi, ikna kabiliyeti geziler, yardım kuruluşlarına ilgi ve faydası, eğitim, öğretim konusunda attığı rehber adımlar, üretime dayalı konularda lider olma vasfı ile bulunduğu şehirde ses getirmesi , sağlığa dair sempozyumlar ve programlarla halka hizmeti vazife edinmesi, milli ve manevi değerleri esas alan konularda yapılacak etkinliklerde adından söz ettirmesi " Sosyal insanın vasıfları " olarak unutulmazlar arasında yer almasını sağlar.

Diğer taraftan kahve kültürüne ağırlık verip gününün önemli zamanını " Ver papazı, al kızı " v.s. vaktini öldürüp, akşam karanlığında evinin yolunu tutmak, hane halkı, yakınları hatta komşularından bi haber yaşam, paylaşmaktan uzak, üretmekten uzak, sinema, tiyatro, konser, sempozyum v.s. alâkasız, borcuna sadık olmamak, aile fertleri ile de karşılıklı diyalogdan uzak, sadece yaşadığı şehrin sınırları içinden çıkamamak gibi haller " Sosyal olmaktan uzak - A sosyal olmak " tanımı ile sınırlı bir yaşamın müdavimi anlamını taşır.

Zaman buldukça çevremizdeki değerlere sahip çıkıp, gerek kültürel ve gerekse gelenek ve göreneğin devamından yana geçmişten geleceğe köprü kuracak adımları eksiltmeden yola devam etmek " Sosyal hayatın vazgeçilmez unsurları arasında " yer alır..

Sosyal hayatı benimsemek, ruhumuza ve enerjimize güç katar.

Toplumdan soyutlanıp, yalnızlığı seçmek bir kader değildir..

İmkânlar dahilinde " Sosyal hayatı " benimsemek yaşamımıza pozitif mânâda en güzel yönü verir..

Bir şiirimle yeni bir konumuzda buluşmak üzere veda ediyorum..

RASTLANTI
Rastlantı olabilirmiydi?
Çiğdemlerin açtığı gün,
Yine o yamacın eteğinde,
Turnalar kanat çırparken,
Tepelerde bembeyaz kar,
Çiçekler tomurcuk yarışında,
Sanki baharı ilk defa yaşama heyecanı yüreğimde,
Türkülerin yanık sesiyle uyanan sevdalılar gibi coşkulu,
Bir an kapatıyorum gözlerimi,
Açtığımda o el tutacak mı? sessizce,
Yine aynı mevsimde karşılaştığımız gibi,
Bir rastlantı olabilir mi diyor kalbim...
Sonsuz bir heyecanla bekliyor,
Ben yine o kayalığın gölgesinde bekliyorum,
Bir adım at yavaş yavaş gel bekliyorum,
Leylâkların mor akşamlarında...
Yine bir rastlantı olsun hiç bitmemecesine...