MÜHİM OLAN AŞKIMIZ..

Gençlik yıllarımızın en hareketli sözü idi.

" Mühim olan aşkımız, o da bizde yok şaşkınız.."

Aşk deyip geçmemeli;

Özü her ne kadar sevmek ve sevilmekten geçsede,aşkı bu çerçevede sınırlamak mümkün değil..

Kişilere göre;

Dağcılık sporu,

Mûsiki,

Değişik alanlarda üretim,

Kitap yazma,konferans,şiir,hikâye,roman,ressamlık,fotoğrafçılık,pastacılık,teknolojik alanında icat çabaları,ahçılık alanında devamlı gelişmeler ve daha pek çok konularda uğraşılar doğrultusunda aşk ile yapılan meşguliyetlerde aşkın bir başka türüdür..

Bilim adamları aşkı hep kalbin hükmettiği alanda değerlendirmişlerdir.

Bir kaç örnek vermek gerekirse;

" Aşk hassas bir çiçektir,ancak bir uçurumun kenarından almak cesaret ister " Stendhal

***

"Aşk bir kişi kendini yalnız hissettiğinde başlar ve yalnız kalmak istediğinde sona erer " Leon Tolstoy

**

" Aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkanlar yarı ölüdür " Bertrand Russell

Aşkı kimisi cesarete,kimisi yalnızlığa,kimiside uçurumun kenarındaki hassasiyeti dile getirmiş.

Aşkı Yeşilçam filmlerindeki gibi görmek artık mümkün değil " Parayla saadet olmaz " gibi şarkı ve filmlere konu olan gerçek bugün günümüzde tam anlamıyla iflas etmiş durumdadır.

Aşk,para ister,şöhret ister,isterde ister...

Günümüzde geçerlilik bu hâlde..

Sonuç olarak aşk ve ekonomi birbirini tamamlayan unsur halinde..

En geçerliside her zaman değerini koruyan ve insanlığa ışık tutan " Manevi aşktır " 

Kalbimizde yer etmesi dileğiyle..

Konuya bir şiirimle veda ediyorum..

Esen kalın..

PAPATYA AKŞAMLARI
Solgun bir günün yabancısıyım,
Kaderin hep yek attığı saatler yine hâkim ruhuma,
Endülüs'ten vuran o parıltı hangi yamaçlara gizlendi,
Dünya'nın yükünü çeken tablolar kimin eseriydi rengârenk,
Bir bulut ötesi diyordu şarkımız,
O da sustu...
Biliyordum bu bahar yine yalnızlık kisvesine sığınan yıldızların,
Parlamak için bin bir temenni bekleyen Ay'ın,
Vede bir kaç yaprağı ile güne merhaba diyen,
Özlemleri yaprağında saklayan,
Renklerinin sonsuz sanat eseri vurgusu ile,
Papatya' ların akşamına mı sığınsam gönlümce,
Belki de en tatlı en masum bir akşamın gizemiyle coşan,
Papatyaların açtığı kırların yamacında uyusam sessizce...
H.ÜLKÜ KORKMAZ