Bölgenin tarihi dokusuna ve kültürel mirasına olan merakıyla dikkat çeken Zihni Güçer, Yeşilburç’un bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Köyün tarihine dair yapılan araştırmalar ve yerel halktan dinlenen hikâyeler, Yeşilburç’un geçmişinin ne denli zengin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Zihni Güçer DMC haber mikrofonuna konuştu.
Yeşilburç’un Kökeni ve Önemi
Niğde’ye bağlı olan Yeşilburç köyü, bölgenin tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor. Köyde bulunan tarihi yapılar ve kültürel öğeler, bölgenin derin bir geçmişe sahip olduğunu kanıtlıyor. Zihni Güçer, köyün kökenine dair yaptığı çalışmalarla bu tarihi mirasın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor. Tarihlerini öğrenmek ve geleceğe aktarmak isteyen yerel halk, Zihni Güçer’in araştırmalarına destek oluyor. Yeşilburç’un tarihi zenginliğine dair yapılan araştırmalar, köyün geçmişini ve geleneklerini günümüze taşıyan önemli bir keşif yolculuğuna ışık tutuyor.
Zihni Güçer, bu yolculuğuna nasıl başladığını şu ifadelerle anlattı:
“2000’li yıllara kadar herkes birbirini tanıyordu fakat 2000’li yıllardan sonra şehirde kimseyi tanıyamaz olduk. Köyde de yeni yetişen genç nesil ile bir yabancılık oldu, 'Bu kimin çocuğu?' demeye başladık. Bu durum beni, geleneklerimize ve örf-adetlerimize dair araştırmalar yapmaya yöneltti.”
Zihni Güçer, yaptığı araştırmalar sonucunda, Yeşilburç’taki ilk helva etkinliğinin 1890’de Yunanistan’da başladığını ve 1964’e kadar devam ettiğini öğrendi. Bu etkinliğin köyde unutulmaya yüz tuttuğunu fark eden Güçer, 2003 yılında köydeki insanlarla birlikte bu geleneği yeniden hayata geçirdi. Bugün her yıl düzenlenen helva etkinliği, Yeşilburç’un kültürel mirasının önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Güçer, köyün tarihine olan merakını daha da derinleştirerek köydeki 42 sülaleyi araştırmaya başladı. Osmanlı dönemine ait eski evlenme kütük defterlerinden faydalanarak, 1930 yılından itibaren köydeki evlilikleri ve bu evliliklerin soy kütüklerini inceledi. Her sülaleye özel soyadları ve lakapları belirleyerek, her bir aile için soyağacı çizelgesi hazırladı.
Osmanlı döneminde kadınların isimlerinin pek fazla yer almadığını fark eden Güçer, kadın ve kız çocuklarının isimlerini de araştırarak, bu boşluğu doldurmayı hedefliyor. 2000’li yıllarda başladığı bu önemli çalışmaya, halen devam eden Güçer, köyün geçmişine ışık tutarak Yeşilburç’un tarihi zenginliğine yeni bir boyut kazandırıyor.


