Niğde’de yaklaşık 40 yıldır el dokuma kilim ve halı satışı yapan Yıldırım Beyazıt Düzyol, bölgeye özgü “Kapadokya” halıların ve kök boya, kirman ipinden üretilen el dokuma ürünlerin giderek azaldığını söyledi.
Düzyol, çocukluğundan beri baba mesleği olan dokumacılıkla uğraştığını belirterek, “Kullandığımız malzemelerin yüzde 90’ı kök boya ve kirman ipinden. Eskiden köy ve kasabalarımızda dokumacılık çok yaygındı. Şimdi imalat neredeyse bitme noktasına geldi. Ancak geçmişte dokunan halılar hâlâ sandıklarda, çeyizlerde duruyor. Sıkışan, değiştirmek isteyen veya satmak isteyenler oluyor. Talep yine var çok şükür.” dedi.
Modern ev dekorasyonunun değişmesiyle birlikte geleneksel halıların ölçü ve renk uyumunun sorun oluşturduğunu dile getiren Düzyol, “Yeni nesil, laminant, parke, fayans gibi zemin kaplamalarına ve modern mobilyalara yöneliyor. Bu nedenle mobilyalarına uygun fabrika halısı veya kesme halı tercih edebiliyorlar. Ama yine de el dokuma halılar satılıyor.” diye konuştu.
Geçmişte yurt dışındaki vatandaşların çok sayıda halı götürdüğünü, ancak ikinci ve üçüncü kuşakların bu geleneği sürdürmediğini belirten Düzyol, “Eskiden Almanya, Fransa gibi ülkelerde yaşayan hemşehrilerimiz kendi araçlarıyla gelir, 3-5 halı götürürlerdi. Şimdi hem fiyatlar yüksek hem de temizliği zor olduğu için tercih azaldı. Ayrıca yurt dışına çıkarmakta da zorluk yaşıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Anadolu’nun geleneksel köşesi olan “şark odası” kültürüne son yıllarda yeniden ilgi olduğunu vurgulayan Düzyol, şunları kaydetti:
“Özellikle pandemi ve depremlerden sonra insanlar bağ, bahçe veya tek katlı evlere yöneldi. Bu evlere şark odası, yani Anadolu köşesi yaptırmak isteyenler içine el dokuma halı sermek istiyor. Bu alanda çok rağbet var.”
Niğde’de 130 yerleşim biriminden 100’ünde geçmişte dokumacılık yapıldığını, her köyün kendine has halı motifleri bulunduğunu belirten Düzyol, el dokuma halıların metrekaresinin 1000 liradan 10 bin liraya kadar değiştiğini söyledi.
Geleneksel dokumacılığın geleceği konusunda endişelerini dile getiren Düzyol, “Gençler bu işi yapmak istemiyor. Zamanla kaybolacak. Halının ömrü yüz yıl, zamanla bu halılar yıpranacak, müzelik olacak.” dedi.



